Gündemden Haberler

Emek ve Özgürlük İttifakı mutabakat metnini açıkladı

Emek ve Özgürlük İttifakı, Ankara’da düzenlenen toplantıda mutabakat metnini açıkladı. Milletvekili seçimlerine ilişkin yol haritasının açıklandığı toplantıda, amacın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi tek adam rejimini sonlandırmak olduğu ve milletvekili sayısını artırma hedefini gerçek kılacak bir yöntemde uzlaşıya varıldığı belirtildi. Yeşil Sol Parti’nin tüm seçim bölgelerinde, TİP’in ise 49 il ve 52 seçim bölgesinde seçime katılacağı kaydedilirken, ittifakın Türkiye’nin demokratik geleceğini inşa etmeyi hedeflediği kaydedildi.

Emek ve Özgürlük İttifakı, seçime yönelik tutum ve politik mutabakat metnini açıklamak üzere Ankara’da bir araya geldi. Mülkiyeler Birliği’nde düzenlenen basın toplantısına Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar,  Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü İbrahim Akın, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, Sosyalist Meclisler Federasyonu’ndan (SMF) Erdal Ataş ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu üyesi Perihan Koca katıldı.

Toplantıda ilk sözü alan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, mutabakat metnine ilişkin konuştu. İttifakın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi milletvekili seçimlerinde de esas olarak tek adam rejimine son vermeyi hedeflediğini belirten Akın “Türkiye’nin demokratik geleceğini inşa etmeyi hedefleyen ittifakımız, seçimlerden büyük bir halk desteği alarak çıkmayı, emekten, barıştan, demokrasiden yana güçlü bir Meclis temsiliyetini sağlamayı amaçlıyor” dedi. 

TİP 52 SEÇİM ÇEVRESİNDE SEÇİME GİRECEK

EHP, EMEP, HDP, SMF ve TÖP’ün seçimlere 81 ilde Yeşil Sol Parti listesinden gireceğini belirten Akın, TİP’in ise seçimlere 49 il ve 52 seçim çevresinde kendi logosuyla gireceğini belirtti. Akın, TİP’in diğer tüm seçim çevrelerinde ise Yeşil Sol Parti’yi destekleyeceğini aktardı. 

Akın’ın açıklamalarının ardından parti temsilcileri de söz alarak varılan mutabakata ve önümüzdeki döneme ilişkin siyasi hedeflere dair değerlendirmelerde bulundu.

‘YURTTAŞLARIN HUZUR İÇİNDE YAŞAYABİLECEĞİ BİR ÜLKENİN İNŞASI İÇİN BU İTTİFAK GÜVENCEDİR’

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, açıklamasında şunları söyledi:

Bugün hepimiz için son derece önemli, son derece heyecanlı bir gün. Uzunca bir süredir sürdürdüğümüz ittifak çalışmalarında çok önemli bir evreyi geride bırakmış bulunuyoruz. Zaten hem halklarımız hem kamuoyu yakından takip ediyor, biz Emek ve Özgürlük İttifakı’nı bir yılı aşkın bir faaliyetin bir çalışmanın bir tartışmanın üzerine Türkiye’de 3’üncü yol inşa etmek için; siyasette sesi bastırılmak istenen, susturulmak istenen, yok sayılmak istenen milyonların siyasi iradesini güçlendirmek ve onları siyasete katmak, siyasete özne kılmak için çok uzun perspektiflere sahip bir ittifak inşa etmiştik. Başından bu yana aynı şeyi söylüyorduk: Seçimlerden önce, mümkünse seçimler sırasında ve en önemlisi seçimlerden sonra ülkemizde eşitliğin, özgürlüğün, barışın, adaletin güçlenmesi, kalıcılaşması ve tüm yurttaşlarımızın huzur içerisinde mutlu yaşayabilecekleri bir ülkenin inşası için Emek ve Özgürlük İttifakı’nın varlığı bir güvence demiştik.

‘İTTFAKIMIZI GÖREV VE SORUMLULUĞA HAZIR HALE GETİRDİK’

Bu kararlılığımız, inadımız, mücadele birlikteliğimiz bugün biraz daha kuvvetlenmiş durumda. Biz seçim ittifakı olarak da Emek ve Özgürlük İttifakı’nı ilan etmiş durumdayız ve önümüzdeki sayılı günlerde de en iyi sonucu alabilmek, Türkiye’yi bu tek adam rejiminden kurtarmak ve ikinci yüzyılı hepimiz için güçlü, kararlı ve geride kalan dönemde yaptığımız bütün hataları, geride kalan dönemdeki eksikleri bir daha yaşamayacağımız bir ülke olarak inşa etmek için güç birliğimizi, ittifakımızı görev ve sorumluluğa hazır hale getirdiğimiz düşünüyoruz.

‘İTTİFAK, BU SEÇİMLERİN EN BÜYÜK SÜRPRİZLERİNDEN BİR TANESİNİ GERÇEKLEŞTİRECEK’

Kamuoyunda çokça tartışıldığı için bir cümle ile geçeceğim. 87 seçim bölgesi var Türkiye’de. TİP bu seçim bölgelerinin 52 tanesinde seçimlere katılacak. Özellikle vurgulamak istediğim bir şey var: Çok ayrıntılı çalışmalar neticesinde sadece 7 seçim çevresinde, daha önceki seçimlerde HDP’nin milletvekili seçildiği bölgelerde TİP seçimlere girecek. Bu şöyle de yorumlanabilir: Aslında 87 seçim çevresinin 80’inde tam mutabakat sağlanmış durumda. Bu son derece önemli bir gelişmedir. İnanıyoruz, görüyoruz, sokaktaki yansımasını hissediyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı bu seçimlerin en büyük sürprizlerinden bir tanesini gerçekleştirecektir.

‘EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI’YLA BİRLİKTE ZAFER KAZANACAĞIMIZ BİR YÜRÜYÜŞE BAŞLIYORUZ’

Bize dönük beklentilerin farkındayız, bu beklentilerin üstünde bir başarıyla bu seçimlerden çıkacağımıza inanıyoruz. Tüm yurttaşlarımızı Emek ve Özgürlük İttifakı’nı büyütmeye, Emek ve Özgürlük İttifakı’nı güçlendirmeye ve bu ülkeyi bu tek adam rejiminden, bu ucube sistemden kurtarma mücadelesinde bize destek olmaya çağırıyoruz. İnanıyoruz ki Emek ve Özgürlük İttifakı’yla birlikte zafer kazanacağımız bir yürüyüşe başlıyoruz. Hepimizin zaferi şimdiden kutlu olsun.

‘SADECE SEÇİM İTTİFAKI DEĞİL MÜCADELE İTTİFAKI OLARAK DOĞDUK’

EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz’in açıklamaları şöyle:

Bu seçime girerken bizi bir araya getiren şey bu memleketin çocuklarının gece yatağa aç girmeleridir, bizi bir araya getiren şey annelerin çocuklarını sabah okula götürürken beslenme çantasına ‘ne koyacağım’ diye düşünmeleridir, bizi bir araya getiren şey kadına yönelik şiddettir; kendi iradesini özgürlüğünü memleket yönetimine de taşıyacak olan kadınların iradesidir.

Emekçiler diyor ki ‘Daha çok çalışıyoruz ama daha çok yoksullaşıyoruz, daha çok çalışıyoruz ama geçinemiyoruz, daha çok çalışıyoruz ama başımızı sokacağımız bir konut sahibi olamıyoruz, daha çok çalışıyoruz ama pazara çıkamıyoruz’. Biz bu süreçte bu sesi duyuyoruz ve birleştiriyoruz. Domatesin, patlıcanın, biberin, soğanın tane ile tartıldığı bir memleket tablosunu yıkmak için bir araya geldik. Biz sadece bir seçim ittifakı değil bir mücadele ittifakı olarak doğduk.

‘TÜM TÜRKİYE’DE 1 MAYIS’I 14 MAYIS’A BAĞLAYAN BÜYÜK BİR POLİTİK GÖSTERİYİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ’

Önümüzde 2023 1 Mayıs var. Bugünü bütün Türkiye’de hem emekçilerin taleplerini meydanlara döküldüğü; fabrikalarda, iş yerlerinde tarlalarda milyonların taleplerinin sesinin yükseldiği bir mücadele gününe çevireceğiz. Hep birlikte bugünü yani 1 Mayıs’ı 14 Mayıs’a bağlayan çok büyük bir politik gösteriyi tüm Türkiye’de gerçekleştireceğiz. Biz bizim çağrımız budur.

‘ACIMIZI VE YAŞIMIZI ÖFKE İLE BİRLEŞTİRİYORUZ’

Biliyoruz ve yaşıyoruz. Depremin acılarını yaşıyoruz; yasımızı tuttuk, acımızı biliyoruz ama asla ve asla bir yas ortamızda bu seçimlerin iki kutuplu burjuva ittifaka sıkışmasına izin vermeyeceğiz. Çok net olarak söylüyoruz: Deprem illerinden başlayarak acımızı ve yazımızı öfke ile birleştiriyoruz; acımızı ve yazımızı coşkuyla birleştiriyoruz. Hesap sormak için geliyoruz. 11 ilde yaşanan bu yıkımın yarın İstanbul’da 16 milyonun yaşamaması için örgütlenerek geliyoruz, mücadele ile geliyoruz.

Bu seçim tek adam rejiminin gideceği bir seçim olacak, Türkiye 15 Mayıs sabahına tek adam rejiminin son bulduğu bir aydınlıkla uyanacak. Bu, rejimin oylanacağı bir seçim olacak. Bu nedenle bütün halkımızı, bütün yurttaşlarımızı bu kalan 36 günde geceli-gündüzlü bir çalışmaya davet ediyoruz, kapı kapı gezmeye davet ediyoruz, seferberliğe davet ediyoruz.

Tek adam gidecek ama yerine ne gelecek? Tek adamın gitmesi için halk iradesi yönünde sağladığımız toplumsal mutabakat özellikle parlamento seçimlerinde ve Türkiye’nin geleceğinde asla ve asla Emek ve Özgürlük İttifakı’nın halk iktidarı ittifakının ve seçeneğinin silik kaldığı bir tablo olmayacak.

Bu seçimde başlıca üç ittifak ve üç program yarışacak: Birincisi Cumhur İttifakı programı olacak. Buradan eğer onlar bir kez daha halktan kredi almayı başarırlarsa; hile ve hurda ile iktidarda kalırlarsa faşist bir rejimin inşa edecekler, halkımız buna prim vermemelidir.

İkinci olarak Millet İttifakı. Bu ittifak bir Kemal Derviş programıyla, uluslararası sermayeye güven veren bir IMF programıyla karşınıza gelecek. Bunu asla ama asla prim verilmemelidir.

Biz zenginin güldüğü değil, halkın emekçilerin güldüğü bir Türkiye için farklı bir programla geliyoruz. Emek için, demokrasi, için özgürlük için, barış için geliyoruz.

‘HALKIMIZI YENİ BİR TARİH YAZMAK ÜZERE MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ’

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın farkı programındadır. Buradan yürüyeceğiz ve bütün halkımızı bu yürüyüşe davet ediyoruz. Biz bağımsız, demokratik bir Türkiye istiyoruz. Laik bir Türkiye istiyoruz. Kürt sorununun eşit haklar temelinde çözüldüğü, demokratik bir Türkiye için yürüyüşümüzü başlatmış bulunuyoruz. Halkların bir arada, kardeşçe barış içinde yaşadığı bir ülke, bir bölge ve bir dünya için geliyoruz.

Şimdi artık bir bütün olarak milyonları kucaklama zamanı bunun için yürüyüşe başlıyoruz bunun için geliyoruz. Türkiye’nin geleceğinde, yeni bir yüzyılın yazımında Emek ve Özgürlük İttifakı olmadan; onun üzerine yaslandığı halk ve halklar olmadan yeni bir tarih yazılamaz. O tarihi bizler yazacağız ve halkımızı tarih sahnesine; bu yeni tarihi yazmak üzere mücadeleye çağırıyoruz.

‘TEK ADAM REJİMİNİ GÖNDERECEĞİZ’

EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk de konuşmasında şunları dile getirdi:

Çok büyük emekler verdik. Çok büyük çabalar sonucunda, çok geniş tartışmalar sonucunda Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturduk ve bütün bu ileleyiş bizi bugüne getirdi. Şimdi mücadelemizi bir üst noktaya taşıyoruz. O açıdan son derece mutluyuz. Ve bu mutluluğa bağlı olarak, bu çabalara bağlı olarak umutluyuz. Bu tek adam rejimini, tek yumruk ve tek vücut olarak göndereceğimizi düşünüyoruz ve bu iradeyi ortaya koyuyoruz. Bunu başarabilmek için şimdi ortaklaştığımız bir partimiz var; Yeşil ve Sol Parti. Onun ortaklığında, onun içerisinde seçimlere gireceğiz. Aynı zamanda elbette TİP’li yoldaşlarımız da Emek ve Özgürlük İttifakı içerisinde, hep beraber, tek bir güç olarak, birliğimizi sağlayarak Türkiye’deki bütün sorunları değiştirmek üzere harekete geçeceğiz. Yani birlikte değiştirme çabasını bir el daha yükseltmiş olacağız. Bütün bunu gerçekleştirdiğimizde önümüzde büyük bir ufuk açılacak, iklim değişecek. Ve önemli işleri başarmak üzere adımlar atmaya başlayacağız.

Önemli işler nedir diye düşünecek olursak, birincisi; şu çok söz edilen parlamentonun güçlendirilmesi meselesi var. Parlamentoyu güçlendirmek bir laf değildir. Parlamentoyu güçlendirmek için halkın, emekçilerin örgütlü gücünü parlamentoya yansıtmak gerekir. Türkiye’de genel olarak demokrasi yaratmak için halkların kardeşliğini yaratmak gerekir, barışı yaratmak gerekir. Konuşarak, görüşerek, müzakere yoluyla çözüm aramayı yaratmak gerekir. Üçüncü olarak ülkemizde madenlerin, enerji alanının, hastanelerin halkımıza ne büyük bir yük ve sorun olduğunu biliyoruz. Bu konudaki sorunları çözmek üzere gereken bütün alanlarda kamulaştırmayı düşünmemiz gerekir.

Kadınların ne kadar büyük sorunlar yaşadığını, nasıl bir şiddete maruz kaldığını ve kadın cinayetleriyle karşı karşıya kaldıklarını biliyoruz. Bütün bunu durduracak iradeyi ortaya koymalıyız. Depremi gördük. Önümüzdeki zamanlarda bütün Türkiye’yi, deprem gerçeğine göre ele almalıyız ve yıkılmayacak kentler yaratmalıyız. İşçilerin, emekçilerin nasıl koşullarda yaşadığını biliyoruz. Onların bu koşullarını düzeltmek üzere 6 saat iş gününü önümüze koymalıyız.

Bunları başarabiliriz. Eğer tek yumruk, tek vücut olabilirsek bunları başarabiliriz. başarmanın tüm adımlarını attık, artık bunu en üst evreye taşıyoruz. Bu seçimlerde gereken başarıyı tekrar göstererek bu tek adam rejimini göndereceğiz ve ülkemizi aydınlık güzel günlere taşıyacağız.

‘HALKLARIMIZLA BİRLİKTE KAZANACAĞIMIZA İNANIYORUZ’

SMF Dönem Sözcüsü Barış Kayaoğlu ise şunları söyledi:

Toplumsal ve siyasal anlamda tarihsel gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçmekteyiz. Denilebilir ki safların netleştiği, toplumsal dinamiklerin keskin biçimde saflaştığı bir süreci yaşıyoruz. Bize göre iki taraf var. Bir tarafta onlar; bizim vergilerimizle ellerinde bulundurdukları imkanları enkaz altındakileri kurtarmak için kullanmayanlar, halktan çaldıkları ile Saray’a bağış yapanlar, yeni rant pazarlarını paylaşmak için avuçlarını ovuşturanlar, çadır satanlar, halka hakaret ve tehdit yağdıranlar, halkın dayanışmasını engellemeye çalışanlar. Diğer tarafta; yokluk için tüm imkanlarını seferber eden, ay sonuna güç bela getirirken deprem bölgesine ihtiyaç maddelerini gönderen halklar. 

Bizim tarafımız belli. Tehditlerle, hakaretlerle, zorbalıklarla korku imparatorluğu yaratma çabası nafiledir. Bugün bu tablo da bunun göstergesidir. Halklarımızın tarihsel mücadele birikiminden ve ortak mücadele geleneğinden oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bu koyu karanlık kuşatmayı yerle bir ederek onu hak ettiği yer olan tarihin çöplüğüne yollayacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Söylenecek her söz söylendi, her tartışma yürüdü. Emek ve Özgürlük İttifakı kendinden emin ve kararlı adımlarla yoluna devam ediyor. 14 Mayıs’ta parlamentoda en geniş kesimi en fazla vekille temsil etmeye kararlıdır. Bize göre söz bitmiştir, artık eylem vakti. 

Tüm işçiler, emekçiler, ezilen uluslar, inançlar, kadınlar ve gençlerin geleceklerini kazanabilecekleri yeni bir süreç olacağına inanıyoruz. Birlikte kazanacağımıza, halklarımızla birlikte kazanacağımıza inanıyoruz. 

’14 MAYIS’TA HEP BİRLİKTE KAZANACAĞIZ’

TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca’da yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

Emek ve Özgürlük İttifakı olarak yan yana geldiğimiz andan itibaren tarihsel bir sorumlulukla yola çıkıyoruz demiştik. Demokratik bir Türkiye’nin kuruluşu için meydan okuyarak kolları sıvamıştık. Halkın sözcülüğüne soyunarak ortak bir mücadelenin inşasında bu yolu kararlılıkla yürüdük. Bugün geldiğimiz aşamada güçlü bir seçim kampanyasının koşullarını ve çalışmalarını yeni bir aşamaya taşımış bulunmaktayız. Bu yeni aşama da 24 Eylül’de yayınladığımız halkçı program ve bugünkü seçim bildirgesinde halkçı çözümün ifadesi olarak algılanmalıdır. Bu anlamıyla Emek ve Özgürlük İttifakı, yan yana geldiği ilk günden itibaren hakların yegane çözüm alternatifi olarak kendini ortaya koymuştur. Bugün karşı karşıya olduğumuz siyasal ve toplumsal enkaz, emekçi sınıflara vaat edilen derin yoksulluk cehennemi, halklar ve özgürlük sorunu öyle yumuşak geçiş programları ve restorasyoncu çözümlerle bertaraf edilecek aşamayı geçmiştir. 

Palyatif tadilat söylemleri ile geçiştirilecek aşamayı geçmiş bulunuyoruz. Yan yana gelişimizin esas meselesi sadece Saray rejimini tarihin çöplüğüne göndermek değildir. Bu kapitalist sömürü düzenini, despotik saltanat makamlarını, savaş ve gasp düzenini tümüyle karşısına alan bir çözüm programı ve halkçı yürüyüş ile geliyoruz. Halklar lehine olacak bir süreç ancak ve ancak radikal ve köklü değişimlerle olabilir. O yüzden bizler işçilerin ve emekçilerin ittifakı olarak, işçi ve emekçilerin çıkarlarını merkeze alan, halkların haklarını güvence altına alacak halkçı bir program ile çözüm gücümüzü bugün bir kez daha ifade etmiş bulunuyoruz. Memleketi yeniden kuracak, Demokratik Cumhuriyeti inşa edecek insan onuruna yaraşır yegane program buradadır. İlk günden itibaren ifade ettiğimiz gibi bir masa başı ittifak değiliz. Sokaklardan, yaşam alanlarından, mücadele alanlarından geliyoruz. Bu kavgayı en güçlü şekilde veriyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı işçilerin, kadınların, Kürtlerin, Alevilerin, ezilenlerin ittifakıdır; toplumun yegane çıkış alternatifidir. Sözümüzü en gür şekilde ilan etmiş olalım; halkın ittifakıyla, ezilenlerin ittifakıyla faşizmi tarihin çöplüğüne gönderecek ve Saray rejimini yıkacağız. 14 Mayıs’ta hep birlikte kazanacağız. Yolumuz açık olsun.   

‘DEĞİŞTİRMEYE GELİYORUZ, HEP BİRLİKTE KAZANMAYA GELİYORUZ’

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da şu açıklamalarda bulundu:

Ülke tarihinin en derin krizlerinin yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu dönemden çıkış için en geniş demokratik mücadele ortaklığını oluşturma gereği de hepimiz için acildir. Bu tespitlerle yola çıkmıştı Emek ve Özgürlük İttifakı. Ortak mücadele temelinde yeni bir başlangıcı sağlama ve bu düzeni değiştirme ilkeleriyle bir araya gelmişti. Çalışmalar titizlikle yürütüldü. Ortak fikirlerle bir yol bulmaya çalıştık. Bu yolu da nihayet bulduk. Mücadele ortaklığı ile başlayan ittifakımız, mücadelenin önemli alanlarından biri olan seçimlerde de bir birlikteliğe dönüştü. Cumhurbaşkanlığı seçimi için tutumumuzu sizlerle paylaşmıştık, şimdi parlamento seçimlerine yönelik ortak mutabakatımızı da sizlere sunduk. 

Zorlu bir dönemden geçtiğimizi hepimizi biliyoruz, ülke krizlerle baş başadır. Bu düzen toplumun en yoksul kesimlerinin üzerine çökmüştür. Adeta bir enkaz yığını ile karşı karşıya bırakılmıştı Türkiye halkları ve toplumu. Bizler bu enkazı kaldırmak ve bu çöküşü onarmak için emekçilerin, ezilenlerin, sömürülenlerin ve dışlananların iradesiyle yeni bir inşayı başlatma hedefindeyiz.

Geçtiğimiz haftalarda çeşitli tartışmalar yaşandı. İttifaka yönelik eleştiriler yapıldı, kaygılar dile getirildi. Kaygıları gidermek için titiz bir çalışma yürüttük. Şimdi yolumuza da bu çalışmanın ürünü olan mutabakatla yeni bir aşamaya geçerek devam ediyoruz. Elbette eleştiriler olacaktır, bunlardan ders çıkarmak bizim görevimizdir. Kaygılar varsa bunları giderme sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır. Bir ortak irade ortaya çıktığına inanıyoruz. Şimdi bu dönemi geride bırakma ve önümüze bakma zamanıdır. Hedefimiz bu iktidarı göndermek ve bu düzeni değiştirmektir. İktidarı göndermek yetmez ama düzen değişikliği için şarttır. Düzeni değiştirmeden kastettiğimiz şey savaşa, talana, yalana dayalı bu rejimin artık tarihin çöp sepetine gönderilmesidir. Bizler Üçüncü Yol siyasetiyle yeni yüzyılda Demokratik Cumhuriyeti inşa etmek için geliyoruz. 

Her alanda yaşanan bu krize halk için, halkçı yöntem ve programlarla çözüm üretmek için geliyoruz. Bizler bu karanlığı dağıtmak için geliyoruz. Bu konuda irademiz sağlam, kararlılığımız tamdır. Bütün bu geride bıraktığımız çalışma döneminden sonra şimdi mücadeleyi yükseltme, çalışmaları yoğunlaştırma ve kazanımları en üst noktaya taşıma zamanıdır. Dönüşümün merkezi gücü olacak bir temsiliyeti parlamentoya taşımak temel hedefimizdir. Parlamentoyu bu temsiliyetle dönüşüm merkezi haline getirmek gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. 

Türkiye’de demokratik dönüşümün de savaş, yalan, talan politikalarını sonlandırmanın da barışı ve adaleti kurmanın da ancak bizlerle mümkün olduğunu söylemeliyiz. Bizler demokrasinin, adaletin, emekten yana bir düzenin ve büyük barışın inşası iddiasındayız. Hem de temel güvencesi olduğumuza inanıyoruz. Halklarımızı bu hedefler doğrultusunda aynı inançla kenetlenmeye çağırıyoruz. Birlikte başaracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. 

Sahadaki çalışmalar yoğunlaştıkça daha önce dile getirilen kaygıların da yersiz olduğunu hep birlikte ortaya koyacağız. Yolumuz açık olsun. Değiştirmeye geliyoruz, hep birlikte kazanmaya geliyoruz.

MUTABAKAT METNİ

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın 14 Mayıs Seçim Mutabakat Bildirgesi hedefler ve seçimlere ilişkin yaklaşımlar şöyle ifade edildi:

Emek ve Özgürlük İttifakı olarak 14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine ilişkin yürüttüğümüz çalışmalar belli bir olgunluğa ulaşmış bulunuyor.

İttifak olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair tutumumuzu 22 Mart tarihinde yapmış olduğumuz basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşmıştık.

Bugün de milletvekili seçimlerine nasıl katılacağımıza ilişkin tutumuzu netleştirmiş bulunuyoruz.

‘TÜRKİYE’NİN DEMOKRATİK GELECEĞİNİ İNŞA ETMEYİ HEDEFLİYORUZ’

Emek ve Özgürlük İttifakı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi milletvekili seçimlerinde de esas olarak tek adam rejimine son vermeyi hedeflemektedir. Türkiye’nin demokratik geleceğini inşa etmeyi hedefleyen ittifakımız, seçimlerden büyük bir halk desteği alarak çıkmayı, emekten, barıştan, demokrasiden yana güçlü bir meclis temsiliyetini sağlamayı amaçlıyor.

Bu anlayışla yürüttüğümüz görüşmeler sorucunda ittifakımız içerisinde yer alan Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyon (SMF) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) seçimlere 81 ilde YEŞİL SOL PARTİ çatısından ortak listelerle katılmaya karar vermiştir. 

İttifakımız içerisinde yer alan Türkiye İşçi Partisi (TİP) ise seçimlere 49 il ve 52 seçim çevresinde kendi listeleriyle girecek, diğer tüm il ve seçim bölgelerinde Yeşil Sol Parti’yi destekleyecektir.

‘MİLLETVEKİLİ SAYISINI ARTIRMA HEDEFİNİ GERÇEK KILACAK BİR YÖNTEMDE UZLAŞIYA VARILDI’

Varılan mutabakatta, tüm seçim bölgeleri tek tek incelenmiş, geçmiş dönemde HDP’nin kazandığı milletvekillikleri temel alınmış, hem oy sayısı hem de milletvekilliği bakımından bunun üzerinde bir kazanıma ulaşmak hedeflenmiştir. 

Bu değerlendirmeler sonucunda, milletvekili sayısını artırma hedefini gerçek kılacak bir yöntemde uzlaşıya varıldığını bildirmek isteriz. 

Emek ve Özgürlük İttifakı olarak varmış olduğumuz bu ortak sonuç ve sizlerle paylaştığımız ortak seçim mutabakat bildirgemizle güçlü bir seçim kampanyası yürütmek üzere çalışmalarımızı yeni bir aşamaya taşımış bulunuyoruz.

Bu kararımızın tek adam rejimine karşı sömürülen, ezilen halkların, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin ve bütün halk kesimlerinin, tüm bileşenleriyle birlikte Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçimlerden kazanarak çıkmasına hizmet edeceğine inanıyoruz. Bütün işçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere ve halklarımıza hayırlı olsun.

14 Mayıs Seçim Mutabakat Bildirgesi’nin tamamını okumak için tıklayın.

Yazıyı Kaynağından Okuyun →

Mert Ege

Editör, 28 yaşında, Gazetecilik mezunu. Gündemi takip ederek sizlere en güncel ve gerçek haberleri ulaştırmayı hedefler. Objektif ve ilkeli yayın kendisi için en önemli ve hassas konuların başında gelir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu