‘Bilsinler ki bizim pusulamız Gezi’dir’
İstanbul Taksim’deki Gezi Parkı’nda bulunan ağaçların kesilerek yerine Topçu Kışlası ve AVM yapılması kararına karşı başlayan ve kısa sürede ülke geneline yayılarak milyonlarca yurttaşın eşitlik, adalet, özgürlük ve demokrasi taleplerini haykırdığı Gezi Direnişi’nin 10. yıldönümü sebebiyle, Taksim Dayanışması bileşenleri ortak bir basın toplantısı düzenledi. Basın açıklamasında, “Seçimin sonucunda hangi ittifak, hangi koalisyon, hangi hükümet gelirse gelsin, bilsinler ki bizim pusulamız Gezi’dir. İnsanca, özgür, adil, refah içinde, demokratik bir yaşam talebimiz ve hak arayışımız hep sürecek” denildi.
Taksim Dayanışması, 28 Mayıs günü 10 yaşına basacak olan Gezi Direnişi’nin yıldönümü sebebiyle Karaköy’de bulunan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nde (TMMOB) bugün bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına Taksim Dayanışması bileşenlerinin yanı sıra Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri Musa Piroğlu ve Oya Ersoy da katıldı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Dönem Sözcüsü Ayfer Koçak, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu üyesi Seyfettin Avcı ve İstanbul Tabip Odası’ndan Nazmi Algan’ın da birer konuşma yaptığı basın toplantısında, basın açıklamasını ise Mimarlar Odası’ndan Esin Köymen okudu.
‘O ŞANLI DİRENİŞTEN HALA İLK GÜNKÜ GİBİ GURUR DUYUYORUZ’
“Gurur duyuyoruz” başlıklı basın açıklamasında, Esin Köymen şunları dile getirdi:
“Gezi’nin onuncu yılında, şehir şehir, dalga dalga yayılan, yasaklara, hukuksuz cezalara, baskıya, ranta, talana, yalana, tüm ayrıştırma politikalarına karşı yan yana durduğumuz, sesimizi çığa dönüştürdüğümüz o şanlı direnişten hala ilk günkü gibi gurur duyuyoruz!
‘Gezi’de ben de vardım’ diyenlerle,
‘Gezi bizim demokrasi çığlığımızdı, o çığlık bu ülkenin semalarında dolaşmaya devam ediyor ve edecek’ diyenlerle,
‘Gezi’yi ömrünün en renkli, en coşkulu, en heyecanlı ve en güzel günleri arasında anımsayanlarla,
Ülkeyi karanlığa boğan rantçı, piyasacı, kadın düşmanı siyasetin karşısında Gezi Parkı’nın eşitlikçi, paylaşımcı, doğayı ve emeği koruyan ve kadınların önde saf tuttuğu, ‘Başka bir dünya mümkün’ diyenlerin yanında duranlarla,
‘KADINLARLA, LGBTİ+’LARLA, İŞÇİLERLE, İŞSİZLERLE, EMEKLİLERLE, GENÇLERLE…’
Bunca ötekileştirme, düşmanlaştırma çabalarına rağmen Gezi’nin o ‘bir aradayız’ ruhundan da güç alarak birlikte yaşama iradesini, taleplerinden ve haklarından en ufak bir geri adım atmadan sürdürme kararlılığını gösterenlerle,
Tek bir kız kardeşini bile yalnız bırakmayan kadınlarla, yok sayılmaktan öte siyasi iktidar sahipleri tarafından nefret objesi haline getirilmelerine rağmen ‘Buradayız ve burada var olmaya devam edeceğiz’ kararlılığını gösteren LGBTİ+ bireylerle,
‘Gündüz işte gece direnişteyiz’ diyen beyaz yakalılarla, şehrin bütün parklarını Gezi parkına dönüştüren işçilerle, işsizlerle, emeklilerle,
Coşkusu, enerjisi ve kararlılığıyla bu ülkede haksızlıklara hukuksuzluklara adaletsizliklere her zaman karşı çıkanlar olacağını gösteren gençler ve ruhu hep genç kalanlarla gurur duyuyoruz!
‘ÖDETİLEN HER BEDELE KARŞIN GEZİ’NİN ANISINA TOZ KONDURMAYANLARLA GURUR DUYUYORUZ’
Bu memleket aydınlığa kavuşsun diye gencecik yaşlarında hayatlarını kaybeden, bizden ayırdıkları Berkin’imizin, Ali İsmail’imizin, Abdocan’ımızın, Mehmet’imizin, Ethem’imizin, Ahmet’imizin ve Hasan Ferit’imizin anılarıyla gurur duyuyoruz.
Gezi direnişinde gözünü kaybedenlerin, yaralananların, yargılananların, işsizliğe, sürgüne mahkum edilenlerin, ödetilen her bedele karşın Gezi’nin anısına toz kondurmayan tavırlarıyla gurur duyuyoruz!
Tüm ülkeyi şehir şehir ‘Her yer Taksim her yer direniş’ sloganıyla inleten, haklarına, kentine, doğasına, memleketine sahip çıkan milyonlar adına, bütünüyle haksız, hukuksuz, delilsiz, mantıksız ve vicdansız tutum ve kararlarla 5,5 yıldır hapiste tutulan Osman Kavala ile, Gezi’nin onurlu bakiyesini bizler adına taşıyan, tutuklulukları bir yılı aşan Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Çiğdem Mater, Can Atalay ve Mine Özerden’le gurur duyuyoruz!
‘KARŞIYIZ’
Ülkemizin adaletsiz, hukuksuz, farklı görüşlere tahammül edilmeyen, demokratik talep, tepki ve eylemlerin doğrudan doğruya suç kapsamına alınan bir anlayışla yönetilmesine,
Yargının bağımsızlığının ortadan kaldırılmasına, dosyaları okumayan, delillere bakmayan, direktifle kararlar veren mahkemelere,
Hak arayanın biber gazına boğulmasına, polis şiddetine maruz bırakılmasına, ülkenin gençlerinin, eğitimli, kültürlü kesiminin, muhaliflerin, emeği sömürülen işçilerin; baskı, ekonomik kriz, geleceksizlik, liyakatsizlik yüzünden bir nefes, bir huzur arayışı ya da hayatta kalabilme çabasıyla kalbini memleketinde bırakıp bu ülkeden göç etmek zorunda bırakılmasına karşıyız!
Karşı olmak pasif bir tutum değil bizler için aktif bir tavırdır.
‘BİR BAŞKA DÜNYAYA BİR ADIM YAKLAŞMAK İÇİN SANDIK NÖBETİNDE OLACAĞIZ’
Bu pazar cehennemin kapılarını kapatmak için, Gezi’de kapısını araladığımız o coşkulu, heyecanlı, bir arada, umutlu, paylaşımcı, dirençli ‘bir başka dünya’ya bir adım yaklaşmak amacıyla sandık başında ve sandık nöbetinde olacağız.
Seçimin sonucunda hangi ittifak, hangi koalisyon, hangi hükümet gelirse gelsin, bilsinler ki bizim pusulamız Gezi’dir. İnsanca, özgür, adil, refah içinde, demokratik bir yaşam talebimiz ve hak arayışımız hep sürecek.
- yaşında da Gezi’yi hep genç kılan, bizi hep ayakta tutan, tüm hayallerimiz gerçek olana kadar dilimizden düşmeyecek olan sloganıyla anıyoruz Gezi Direnişini. Ve bu sloganla karşılıyoruz önümüzdeki dönemi.
Bu daha başlangıç, mücadeleye devam! Bu gurur hepimizin!”