CHP’li Özgür Özel: Parti kimsenin önünü kapatmamalı
CHP Grup Başkanı ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Sözcü’den gazeteci İsmail Saymaz’a konuştu. Son günlerdeki ‘değişim’ çağrılarını değerlendiren Özel dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Saymaz’ın “Genel başkanlığa aday mısınız?” sorusuna “Sorumluluk almaktan kaçmayacağım. Ama fedakarlıktan da geri durmayacağım. Konuşmam ve dinlemem gereken herkesle temas edeceğim. Parti kimsenin önünü kapatmamalı” yanıtını veren Özel, CHP’ye ilişkin bir dizi özeleştiride bulundu.
“Önümüzdeki dönemde genç ve dinamik, partinin ana damarını terk etmeyen, bu konudaki endişeleri körüklemeyecek olan kadrolar gerekiyor” diyen Özel, ‘değişim’ vurgusu yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Sosyal demokrat çizginin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. İşçinin, gençlerin ve kadınların CHP’si… Kendini halka arz eden, oradan talep topladığı bir çizgiye ihtiyaç var. Bu noktada, olmam gereken yer neresiyse orada olacağım. Genel başkan adaylığı ise genel başkan adaylığı. Uzlaşma ve birliktelik ise birliktelik. Kendime dair hırsım yok. Partinin yarınlarına dair ümidim var. Değişeme ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Değişim konusunda cesur, kararlı ve vefalı olacağım. Değişimin sadece şahıslar üzerinden okunması doğru değil. Büyük haksızlık olur genel başkanımıza.”
“Seçimde başarılı mıydınız?” sorusuna da yanıt veren Özel şunları söyledi:
“Değiliz. Seçmenlere ‘Bu bir referandumdur. Demokrasi ya da otokrasi’ diyor ve kazanamıyorsak bu bir başarısızlıktır. Hezimet midir? Hayır. Muhalefete güç verebilecek br sonuç alındı. Ama sonuçlarından çok ciddi dersler çıkarılması gereken bir yenilgidir.”
Gazeteci İsmail Saymaz’a konuşan Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Nerede yanlış yaptınız?
Seçmenin beklentilerini, korkularını, kaygılarını ve bunun oy davranışına nasıl yansıyacağını bilimsel şekilde ölçüp değerlendiremedik. İnsanların kazanma dürtüsüne yöneleceklerini ve umutla davranacaklarını düşünüyorduk. Kaybetme duygusunun kazanma ümidinin önüne geçebileceğini yeterince tahlil edemedik. Kaygıların manipüle edildiğini ve tedbirleri zamanında alamadığımızı düşünüyorum.
Montaj videonun bu kadar kaygıyı tetikleyebileceğini birinci turdan sonra algıladık. İkinci turdaki cevabı birinci turda vermek lazımdı. Bu kez seçmen “Seçimi kaybettiler, ondan böyle yapıyorlar” hissiyatına girdi.
27.5 milyon içinde yaşam biçimiyle ilgili önemli kazanımlar elde ettiklerini ve iktidar değişince bunları kaybedeceğini düşünenler var. Bu kaygıları benim de içinde olduğum 25.5 milyonun kaygıları kadar değerli görüp aynı özgürlükçü çizgide savunabilmek lazım. Burada zayıf kaldık.
‘HDP ADAY ÇIKARSAYDI AVANTAJLI OLURDUK’
HDP kendi adayını çıkarsaydı…
HDP’nin aday çıkarmaması CHP ile HDP’nin ortak stratejisi değildi. Bugün anlaşılıyor ki yanlışmış. HDP aday çıkarsaymış bizim için daha avantajlı olurmuş.
İkinci turda radikal şekilde dönüp Zafer Partisi’yle ittifak yaptınız.
Kaçınılmaz olarak yapıldı, ama iki tur arasındaki bu kırılım seçmene inandırıcı gelmedi.
Altılı Masa’daki partilerin ne kadar katkısı oldu?
Beklenen kadar olmadı. Beklenenin çok altında oldu. Yüzde 5 düzeyinde katkı yapması beklenen ortakların anketlerde yüzde 0,7-1 civarında katkı yaptığını ölçümledik.
Buna karşın 39 milletvekili verildi.
İttifakın iç hukukunun olması lazımdı. İç hukuktan anladığım şu: Milletvekilliklerinin nasıl dağıtılacağı. “Şu tarihte şu üç şirketin 15 gün arayla yapacağı altı anketin aritmetik ortalaması partilerin alacakları milletvekili sıralarını belirler” demeliydik. Müzakereye dayalı paylaşım bizi sıkıntıya soktu.
Bu birliktelik siyasal ortaklaşma değil, teknik bir işbirliğiydi. Ama kendi seçmenimize de anlatamadık. Oy kaybıyla sonuçlandı.
CHP’de kurultay kararı alındı. Genel başkan seçilecek mi?
Bu kurultayın en kısa sürede yapılması gerekir. CHP, gelecek ekime kadar genel başkanın seçileceği takvimi işletmeli.
Sosyal demokrat partinin tüm kademelerde özeleştiri yapması ve yenilenmesi gerekiyor. Üye ve delegenizin önüne sandık koyup hesaplaşmazsanız, o ilk bulduğu sandıkta sizinle hesaplaşır.
CHP’de yedi dönemdir milletvekili olanlar var. Siz de dört dönemdir meclistesiniz. AK Parti üç, HDP iki dönem kuralını uygularken, siz neden uygulamıyorsunuz?
Her birimizin vazgeçilmez olmadığımızı görmesi gerekiyor ve herkes belli bir dönem sonunda bırakacağını bilerek, hem daha cesur ve yapıcı olur, hem de arkasından gelecekleri hazırlayacak siyaset hattına evrilebilir. Bu kongrede tüzük değişikliği öngörüyoruz. Dönem kuralının eklenmesi gerekiyor. İstisna olacaksa başarıya dayalı olmalı. Kaybedip de adaylaşmak izah edebildiğimiz bir şey değil.
‘ŞAMPİYON TAKIMDA HER MEVKİDE OYNARIM’
Aday adayları arasında adınız geçiyor. Siz de aday mısınız?
Kaybeden takımda santrafor olmak yerine şampiyon takımda her mevkide oynamaya talibim. Sorumluluk almaktan kaçmayacağım. Ama fedakarlık yapmaktan da geri durmayacağım. Gerekirse en geniş mutabakatın parçası olan bir anlayışta duracağım. Önümüzdeki süreç için konuşmam ve dinlemem gereken herkesle temas ederek, ilerleyeceğim. Partinin kimsenin önünü kapatmaması lazım.
CHP lideri olma arzunuzu ilk kez dile getiriyorsunuz.
Önümüzdeki dönemde genç ve dinamik, partinin ana damarını terk etmeyen, bu konudaki endişeleri körüklemeyecek olan kadrolar gerekiyor.
Sosyal demokrat çizginin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. İşçinin, gençlerin ve kadınların CHP’si… Kendini halka arz eden, oradan talep topladığı bir çizgiye ihtiyaç var. Bu noktada, olmam gereken yer neresiyse orada olacağım. Genel başkan adaylığı ise genel başkan adaylığı. Uzlaşma ve birliktelik ise birliktelik. Kendime dair hırsım yok. Partinin yarınlarına dair ümidim var. Değişeme ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Değişim konusunda cesur, kararlı ve vefalı olacağım. Değişimin sadece şahıslar üzerinden okunması doğru değil. Büyük haksızlık olur genel başkanımıza.
‘EKREM İMAMOĞLU BİZİM PARTİMİZE LAZIM’
Ekrem İmamoğlu’nun da değişim çağrısı var.
Partinin hepimize ihtiyacı var. Hiç kimsenin ihmal edilmesi ve yok sayılması mümkün değil. Burada elbette ki Kılıçdaroğlu’nun saygınlığına halel getirecek tutum içinde olmamak gerekiyor. Kılıçdaroğlu’nun hem siyasete hem de partiye kattıkları itibariyle… İmamoğlu da bunlardan biri, Özgür Özel de. Kılıçdaroğlu’nu değersizleştiren dil ve iklimden hepimizin sakınması gerekiyor.”