İzmir’de Gezi eylemi: ‘Saray’ın korkusu Gezi’nin ruhu’
Gezi Direnişi’nin 10. yıl dönümünde İzmir’de Emek ve Demokrasi Güçleri sokağa çıktı. Yapılan açıklamada, “Bütünüyle haksız, hukuksuz, delilsiz, mantıksız ve vicdansız tutum ve kararlarla 5 buçuk yıldır hapiste tutulan Osman Kavala ile Gezi’nin onurlu bakiyesini bizler adına taşıyan, tutuklulukları bir yılı aşan Mücella Yapıcı, Şehir Plancısı Tayfun Kahraman, Avukat Can Atalay ve Mine Özerden’le gurur duyuyoruz” denildi.
Gezi Direnişi’nin 10. yıl dönümünde İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bugün bir eylem yapıldı.
Gezi’de katledilenler için saygı duruşunun yapıldığı eylemde “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Can, Tayfun, Mücella güzel günler yakında”, “Gezi umuttur, yargılanamaz”, “Karanlığa teslim olmayacağız” ve “Sarayın korkusu Gezi’nin ruhu” sloganları atıldı.
‘GURUR DUYUYORUZ’
Eylemde yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
Gezi’nin onuncu yılında, şehir şehir dalga dalga yayılan, yasaklara, hukuksuz cezalara, baskıya, ranta, talana, yalana, tüm ayrıştırma politikalarına karşı yan yana durduğumuz, sesimizi çığa dönüştürdüğümüz o şanlı direnişten hala ilk günkü gibi gurur duyuyoruz! ‘Gezi’de ben de vardım’ diyenlerle… ‘Gezi bizim demokrasi çığlığımızdı O çığlık bu ülkenin semalarında dolaşmaya devam ediyor ve edecek’ diyenlerle… Gezi’yi ömrünün en renkli, en coşkulu, en heyecanlı ve en güzel günleri arasında anımsayanlarla… Ülkeyi karanlığa boğan rantçı, piyasacı, kadın düşmanı siyasetin karşısında Gezi Parkı’nın; eşitlikçi, paylaşımcı, doğayı ve emeği koruyan ve kadınların önde saf tuttuğu başka bir dünya mümkün diyenlerin yanında duranlarla… Bunca ötekileştirme, düşmanlaştırma çabalarına rağmen Gezi’nin o bir aradayız ruhundan da güç alarak birlikte yaşama iradesini, taleplerinden ve haklarından en ufak bir geri adım atmadan sürdürme kararlılığını gösterenlerle…. Tek bir kız kardeşlerini bile yalnız bırakmayan kadınlarla, yok sayılmaktan öte siyasi iktidar sahipleri tarafından nefret objesi haline getirilmelerine rağmen buradayız ve burada var olmaya devam edeceğiz kararlılığını gösteren LGBTİ bireylerle… Gündüz işte gece direnişteyiz diyen beyaz yakalılarla, şehrin bütün parklarını Gezi Parkı’na dönüştüren işçilerle, işsizlerle, emeklilerle… Coşkusu, enerjisi ve kararlılığıyla bu ülkede haksızlıklara hukuksuzluklara adaletsizliklere her zaman karşı çıkanlar olacağını gösteren gençler ve ruhu hep genç kalanlarla… Gurur duyuyoruz!
Bu memleket aydınlığa kavuşsun diye gencecik yaşlarında hayatlarını kaybeden, bizden ayırdıkları Berkinimizin, Ali İsmailimizin, Abdocanımızın, Mehmetimizin, Ethemimizin, Ahmetimizin, Medenimizin ve Hasan Feritimizin anılarıyla gurur duyuyoruz. Gezi Direnişi’nde gözünü kaybedenlerin, yaralananların, yargılananların, işsizliğe, sürgüne mahkum edilenlerin, ödetilen her bedele karşın Gezi’nin anısına toz kondurmayan tavırlarıyla gurur duyuyoruz!
6 Şubat depremlerinde bir kez daha haklılıkları ispatlandığı üzere, sağlıklı ve dayanıklı kentlerde yaşama hakkını hukukla ve meslek ilkeleriyle savunarak Gezi’yi bir afet toplanma alanı olarak koruyan, bu ülkenin demokrasi güçleri ve demokrasiye omuz veren yurttaşlarıyla gurur duyuyoruz! Gezi’nin bizlere öğrettiği dayanışmacı anlayışla, yaşanan kamu zaafiyetlerine ve engellemelerine rağmen acıları dindirmek ve yaraları sarmak için depremin ilk saatlerinden itibaren ülke bütününde seferber olan, geleceğimize umut olmaya devam eden birliktelik ile gurur duyuyoruz! Tüm ülkeyi şehir şehir “Her yer Taksim her yer direniş” sloganıyla inleten, haklarına, kentine, doğasına, memleketine sahip çıkan milyonlar adına, bütünüyle haksız, hukuksuz, delilsiz, mantıksız ve vicdansız tutum ve kararlarla 5 buçuk yıldır hapiste tutulan Osman Kavala ile Gezi’nin onurlu bakiyesini bizler adına taşıyan, tutuklulukları bir yılı aşan Mücella Yapıcı, Şehir Plancısı Tayfun Kahraman, Avukat Can Atalay ve Mine Özerden’le gurur duyuyoruz!