Merdan Yanardağ tutuklandı!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında “suçu ve suçluyu övme” ile “terör örgütü propagandası yapma” iddialarıyla dün gözaltına alınan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ tutuklandı.
Gazeteci Merdan Yanardağ hakkında, 25 Haziran Pazar günü TELE1 kanalında PKK lideri Abdullah Öcalan hakkındaki açıklamaları nedeniyle “suçu ve suçluyu övme” ile “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından resen soruşturma başlatılmıştı. Yanardağ, soruşturma kapsamında dün gözaltına alınmasının ardından bugün Çağlayan Adliyesi’ne sevk edilmişti.
Gazeteci Merdan Yanardağ, ifadesinin alınmasının ardından tutuklama talebiyle 7. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Yanardağ, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
Gazeteci Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasının ardından Yanardağ’ın avukatı Bilgütay Hakkı Durna ve oğlu Alp Yanardağ açıklamalarda bulundu.
Avukat Bilgütay Hakkı Durna, Yanardağ hakkındaki soruşturmada sosyal medyada dolaşıma sokulan montajlı videonun mahkeme tarafından esas alındığını, duruma itiraz ettiklerini kaydetti.
Durna, Merdan Yanardağ’ın programda AKP’li Galip Ensarioğlu’nun Gazete Duvar’a verdiği bir röportaj üzerinden bazı değerlendirmelerde bulunduğunu söyledi.
Durna şunları söyledi:
“Soruşturma Merdan Yanardağ’ın programının tamamından değil, montajlanarak sosyal medyada dolaşıma sokulan hali esas alınarak başlatılmış. Gözaltı talebi de bu metin üzerinden yapılmış. Bunu fark ettiğimiz için savcılık sorgusu öncesi hem programın tamamını hem de milletvekili Ensarioğlu’nun Gazete Duvar’a yayınlanmış röportajını da savcılığa sunduk. Biz hem Merdan Yanardağ’ın programının bütününün izlenmesini hem de röportajın dikkate alınmasını istiyoruz dedik.”
YANARDAĞ’DAN MESAJ: “KARAR HUKUKİ DEĞİL, SİYASİDİR”
“Bu bir demokrasi ve hukuk mücadelesidir. Karar hukuki değil, siyasi olabileceğini düşünüyorum. Hiçbir şekilde terör örgütünü desteklemedim. Bu suçu işlemedim. Reddediyorum” yanıtını paylaştı.
Merdan Yanardağ’ın oğlu Alp Yanardağ ise şunları söyledi:
“Karar hukuki değil siyasi. Bunu herkes biliyor. Babam sonuna kadar mücadeleyi sürdürmekten yana. Bundan geri adım atmadığı için tutuklandı. Bana seçimden sonra ‘Bildiklerimizi anlatmaktan geri durmayacağız’ demişti.”
MERDAN YANARDAĞ’IN İFADESİ
Diken’den Canan Coşkun’un haberine göre; Merdan Yanardağ, hâkimlikteki ifadesinde şunları söyledi:
“Anayasa’nın teminat altına aldığı basın ve ifade özgürlüğü kapsamında beyanlarda bulundum. Programdan önce AKP milletvekili Galip Ensarioğlu’nun yaptığı konuşmasını değerlendirdim ve yorumladım. Bu demeçte ileri sürdüğü görüşleri eleştiren bir pozisyondayım. Sanki o görüşleri eleştirmiş değil de destekleyip ileri taşımış kişi olarak buraya getirildim.
Sosyal medyada trollerin siyasal sebepler nedeniyle toplumu kin ve düşmanlığa sevk edecek bir kampanya yürütüldü. Benim bir terör örgütünü ve liderini övdüğüm öne sürüldü. Hükümetin bir af hazırlığında olduğunu belirten bir konuşma nedeniyle bunun bir önceki gibi hüsranla sonuçlanabileceğini açıkladım. İroni yaptığımın esas göstergesi olarak programda güldüm.
Tecrit kavramı da milletvekilinin konuşmasında geçmektedir. Kandil’de Selahattin Demirtaş nedeniyle tecrit uygulanıyor. Hukuken tecrit konuşmasının suç olmadığını düşünüyorum, ama suç olduğu varsayılsa dahi çözüm süreci başlatılacaksa dahi bunun nasıl olacağın kapsamını herkesin bilmesi gerektiğini belirttim ve ‘Abdullah Öcalan siyasetçiler tarafından bir siyaset yöntemi olarak kullanılıyor’ dedim. ‘Madem öyle kaldırın tecriti, biz de ne dediğini öğrenelim. Avukatları ve ailesiyle görüşsün, biz de öğrenelim’ dedim. Bunu kaldırmayıp bunun yerine kendileri konuşmaktadır.
Daha sonra ayın 26’sına kadar bir şey olmadı. Program ayın 20’sindeydi. Her akşam saat 20:00’den itibaren bu programı yaparım ve programda beş konu üzerinde dururum. Oradan 2-3 dakikalık bir bölüm kesilmiş ve sanki ben durduğum yerde Öcalan’la ilgili bir program yapıp onun tecritinin kaldırılması ve serbest bırakılmasına yönelik bir program yapmışım gibi bir kampanya yapıldı. Seçim öncesinde de ‘Af çıkarılacak ve Abdullah Öcalan serbest bırakılacak’ şeklinde muhalefet suçlandı.
Milletvekili konuşmasında esas olarak Selahattin Demirtaş’ı ve Kandil’i suçlamıştır. ‘O halde niye bunu suçladınız’ diye durumu sorguladım, kamuoyuna bilgi verdim. ‘Suçu ve suçluyu övme’ veya ‘terör örgütünü övme’ niyetim yoktur. Felsefi inançlarım dünya görüşüm nedeniyle terör eylemlerini, eylemleri gerçekleştiren örgütleri övmem mümkün değildir. Programdaki her şeyi ben söyledim, reddetmiyorum. Sadece milletvekilinin sözleri nedeniyle ironi yaptım.
‘Yakında sayın Öcalan da demeye başlarlar’ denen bölümde ‘Abdullah Öcalan da yıllardır çok okuyor, filozof olmuştur’ şeklindeki deyimler de iktidara yakın medyanın daha öne kullandığı kavramlardır. Bir tanesini Hilal Kaplan kullanmıştı. Yakın bir gelecekte tüm bunları kullanacaklarını öngörmekteyim. Benimki sadece gazetecilik faaliyetidir.
Benim Duran Kalkan ile bağlantım yok, böyle bir konuşma yapıp yapmadığından haberim yok. PKK yürütme kurulu üyesi olduğunu sorgum sırasında öğrendim. Kendisinin görev tanımını bilmiyordum. Gazeteci olarak takip edilip haber yapılabilir. Bu konuşmadan haberim olmadan tecrit konusunda paralel bir şey söylediğim iddia edilmektedir ve bu iddia art niyetlidir. Basın ve ifade hürriyetine, insanların düşüncelerini ifade etmelerine esas olarak soruşturma dosyasına doğru olmayan bir tutumdur.
Anayasal ve mesleki haklarımı kullanarak kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma görevini yerine getirmeye çalıştım. Suç işlediğimi düşünmüyorum. İşim ve sabit adresim vardır. Konumum bellidir. Karartılabilecek bir delil yoktur. Yayın bandı ortadadır. Değiştirilecek bir delil de yoktur. Bir televizyon kanalının genel yayın yönetmeniyim. Ayın 20’si ve 26’sı arasında toplumda infial olmadı. Reytinglere bakılırsa yaygın izlenen program olduğu anlaşılmaktadır. Cımbızlanarak yapılan montaj ve video üzerinden 25’ini 26’sına bağlayan gece bir linç kampanyası yapıldı. Güdümlü bir operasyon olduğu anlaşılmaktadır. Kaçma şüphesi söz konusu olamaz, serbest bırakılmayı talep ediyorum.”